7 Şubat 2012 Salı

NEFS

Bir ân gelir kabarır, atlasda dalga gibi,
muhit olur rûhuna, kırılmaz halka gibi.

Bir ân gelir, durulur, soğuk bir pınar olur,
her sözü kabûl eden, en kıymetli yâr olur.

Bir ân gelir, ah çeker, herşey benim olsa der,
bütün dünyâyı versen, nankördür dahâ ister.

Bir ân gelir inanır, mevlâsı sözlerine,
nedâmet yaşı dolar, o âsî gözlerine.

Bir ân gelir ki gürler, ufkunda şimşek çakar,
yılların mahsûlünü, tutar bir ânda yakar.

Bir ân gelir, dalgasız, sessiz bir ummân olur,
bütün yapdıklarına, utanır, pişmân olur.

Bir ân gelir, Fir’avn, Şeddâd ve Nemrûd olur,
damarlarda dolaşan, Hannâs-ı merdûd olur.

Bir ân gelir mutî’dir, herşeyi kabûl eder,
dünyâ gözünde olmaz, dâim ibâdet ister.

Bir ân gelir, şâhlanır, kükremiş arslan gibi,
yâhud kana susamış, yaralı kaplan gibi.

Bir ân gelir, uslanıp bir (seng-i miheng) olur,
her arzûsu, Resûlün sözlerine denk olur.

Bir ân gelir, zâlimdir, rûhu inletir zâr zâr,
kendi kötü elîle, kendine mezâr kazar.

Ey kalb, böyle bir nefse, uyarsan hâlin yaman!
Onun hîlelerine, aldanma hiçbir zemân!

M. Sıddık Gümüş / Tam İlmihal Seadeti Ebediyye S.850

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder